“Güldem radyosunu açtı ve programı dinlemeye koyuldu. Beck'in Loser'ı bittiğinde Umut mikrofona puflayarak klasik girişini yaptı. "Evet bugünkü sorumuz ismini açıklamak istemeyen bir arkadaşımızdan geldi, kelimemiz ‘Hayalet.’”
İks iks iks ve ııı ııı.
Merhaba herkes!
Biz böyle her gün her gün eğlenemiyoruz derken yalan söylüyoruz, biliyorsunuz değil mi?
O kadar keyifli bir kayıt aldık ki bugün! Şu an için sadece Feryal’in kahkahasını veriyoruz ama birkaç gün sonra teknik masanın diğer tarafından da ufak bir parça görebilecek, birazcık daha sonra da çok özlediğiniz bir programı yeniden duyabileceksiniz: Koltukçular Çıkmazı dönüyor!
Hoş, bu sırada bizin sahne arkalarını paylaşma fikrini bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor. Daha tek bir video bizi bu hallere düşündü:
Sizsiniz beyfendi televizyon, aaa.
Hoş, Beysun diyor ki konvansiyonel medyayı tümüyle radyo olarak tanımlayabiliriz. Çünkü… İşte, bir kapatın gözünüzü, ne değişiyor?
Zaten dürümcü sanılmaktan da iyi. Evet, sonunda bu da olmuş! Dün geç saatlerde radyoya gelen bir telefon dürüm siparişi vermiş. Dahası, Dila bunu anlatınca da ekipçe bir karar verildi. Dedik ki, pideci olmak bize daha uygun ama bir şartla: Menüdeki tüm pideler açık olacak.
O senelerdir bahsedilen “kötü şaka yapan bir lira atsın kavanozu”nu başlatacaktık işte…
Dönüp dönüp izlenen diziler, filmler, okunan kitaplar gibi, benim programım "koltukçular çıkmazı"
Aşırı güzel bi haber bu! 🌌🍻
Bazı bağlantılat var hemen kuramıyorum, mesela buzdolabımdaki yiyecekler peynir, turşu, yağ vb hep cam kaplardadır dolabın kapağını açtığım gibi ne var ne yok ne nerede hemen görürüm...hatta kapağı da cam olan şirin Paşabahçe saklama kaplarını kentte benim topladığıma dair rivayetler var....ama dolabımın kapısını çok yakın hissettiklerime açarım.... Açık Apaçık Radyo'ya tabii ki açık dolabım .... neymiş her sabah bir şeyler yazmak gerekiyormuş...boşa yazacak değilim ya apaçık yazdım gitti ...