Merhaba herkes!
Bugün Mülkiye 165, Mülkiyeliler Birliği 78 yaşını kutlarken, Açık Radyo da Büyük Mülkiye Ödülü’ne lâyık görüldü.
Böylelikle, Ömer Madra’ya göre, Mülkiyeliler’in çok iyi yaptığı şeylerden biri de Açık Radyo’yu anlatmak oldu. Bu yüzden sözü onlara bırakıyoruz:
“13 Kasım 1995’te kâr amacı gütmeyen bir radyo istasyonu olarak kurulan Açık Radyo, 29 yıl sonra bugün hâlâ programlarının yüzde 99’unun gönüllüler tarafından hazırlanıp sunulduğu, artık sadece İstanbul ve çevresine değil tüm dünyaya yayın yapan Türkiye’nin ilk alternatif medya kuruluşlarından biri olarak dinleyicilerinin desteğiyle, tüm engellemelere rağmen, yayın hayatına Apaçık Radyo olarak devam ediyor.
İçinden geçtiğimiz, daralan, yozlaşan, bilimin ve bilginin değersizleştirildiği, kutuplaşmanın her alanda derinleştiği bir toplumsal yapıda, eşitliğe, özgürlüğe, barışa ve demokrasiye sahip çıkan insanlar için hem öznesi hem dinleyicisi olabilecekleri bir alan açarak onlara manifestosunda yazdığı gibi “temiz bir hava” solutmaya devam eden, kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine aralarında bir hiyerarşi kurmadan yer veren Açık Radyo kendini ifade etmeye çalışan, kendi fikirlerinin ifade edildiği alanlara ihtiyaç duyan yeni kuşaklara da başka bir dünyanın, yine manifestosunda yazdığı gibi “haysiyetli bir mücadelenin” hep mümkün olduğunu gösteriyor.
Bu arka planda, 2024 Mülkiye Büyük Ödülü’nün,
Gezegenimizin geleceğini kurulduğu günden itibaren öncelemesi, iklim krizine sadece yayınlarıyla dikkat çekmekle kalmayarak, iklim kriziyle mücadelede örgütleyici öncü bir rol üstlenmesi,
Dünyanın müziğiyle bizi tanıştırmak ve buluşturmakla kalmayarak, antropolojiden edebiyata, hak mücadelesinden felsefeye, şiire, edebiyata, psikolojiye, sosyolojiye, bilime ve tarihe uzanan pek çok alanda merakı teşvik eden, doyuran ve meraklıları buluşturan program çeşitliliği,
1995’ten 2024’e dünyadaki tüm savaş ve çatışma süreçlerinde barışı savunması ve barışın sesi olması,
Yereli dünyayla kavuşturan bakış açısı ve iş birlikleri,
Kâr amacı gütmeyen gönüllü birlikteliklerin sürdürülebilirliğini mücadeleden vazgeçmeden yeni bir yol arayan herkese kanıtladığı ve gösterdiği,
Kuşaklar arası mücadele arkadaşlığını ortak bir platformda üretmeye teşvik ettiği,
Basın ve ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun olmazsa olmazı olduğunu ve bu ilkede direnmekten vazgeçilmemesi gerektiğini ortaya koyması gerekçeleriyle
Mülkiyeliler Birliği Derneği ve Mülkiyeliler Birliği Vakfı yönetim kurullarının ortak kararıyla Açık Radyo’ya verilmesine karar verilmiştir.”
"Haysiyetli bir mücadelenin her zaman mümkün olduğu..." Evet bu benim için günün, yarının, geleceğin sözü...birden aklıma Jack London’ın "Yaşama Hırsı" öykü ya da romanı geldi, dinledim -okuyacağım da- ölüme bir ince saç teli kadar süre kaldığında eski yol arkadaşının taze cesedi ile karşılaşır, çantasındaki altınlar dağılımıştır buza kesmiş kar üstüne... tiksintiyle bakar "ben olsaydım onun yerinde kemiklerimi bile yalar altınları da alırdı, ben ikisini de yapmayacağım." diyerek neredeyse sürünerek yoluna devam eder."
Kendimize de kendimiz dâima ödül değil miyiz? Bilemedim şimdi ( bu sözü sanırım sevgili Ömer Madra'dan alıntıladım.)